Küçük Muhsine köyü Konya ili Selçuklu ilçesine bağlıdır. Konya Beyşehir yolunun 57 km. kuzeye ayrılan yolun 18. km.'sinde yer alır.
Doğusunda; Sulutas, Ulu Muhsine (Bulamas) ve Akpınar köyleri, kuzeyinde; Başarakavak ve Tepeköy, güneyinde; Değirmenköy ve Salallı köyleri yer alır. Dağları Erenler Tepesi, Hacı Haydar Sultan Türbesi, doğusunda yer alan Sivri Dağ ve Şahin Dağı, köyün batısmda yer alan Asbıray Dağıdır.
İçme suyu akarsulardan sağlanır. Batısında yer alan Uluçay, Tepeköy ve Başarakavak çayları, akarsuları arasındadır. Akboğaz çayı ise kurudur. Akarsular yağışla orantılı olarak çoğalır.
Bölge tamamen dağlıktır. Tarım alanı olarak kullanılacak arazi, köyün kendi ihtiyaçlarına karşılayacak kadardır.
Ekilebilen alanlarda buğday, arpa, yulaf, patates ve sebze yetiştirilmektedir. Elma, armut, erik, kayısı gibi meyva ağaçları az sayıda da olsa köyde mevcuttur.
1980 Yılından beri hızlandırılan ağaçlandırma çalışmaları ile bölgede ardıç, meşe, pırnal (karağan) ağaçları çoğalmıştır.
Doğal bitki örtüsü arasında yabani dağ armudu, alıç, kızılcık, gülburmı, dağ eriği sayılabilir. 100 Dönüm kadar kavak ağacı yetiştirilen alan bulunmaktadır. Ayrıca söğüt de yetiştirilen ağaçlar arasındadır.
Ancak toprağın verimsiz olması, sulamanın yapılmaması sağlıklı tarımı engellemektedir.
İklim olarak bozkır iklimi hakimdir. Kışları soğuk ve sert, yazları sıcak ve kurak geçer.
Dağ köyü olması itibariyle haj^vaııcılık önemli bir geçim kaynağıdır. Ancak ağaçlandırma çalışmaları nedeniyle otlaklık alanın azalması hayvan beslenmesini zorlaştırmıştır.
3.000 Civarında koyun, 150-200 adet civarında büyük baş hayvana sahip olan köy, sütünden ve yününden yararlandığı hayvanlardan az da olsa süt ürünlerinden gelir sağlanmaktadır.
Köy doğal mağraların yer aldığı kayalık alan eteğine kurulmuştur. 1800'lü yıllarda bu köye uğrayan Alman Araştırmacı Frederic Sarre şu şekilde söz etmektedir;
Fotoğraf No: 4. Küçük Muhsine Köyünün Genel Görünüşü |
"Yaklaşık 200 ev olan yörenin tam ortasında tarlalarla çevrilmiş bir dere akar. Bu arada iki tarafta 100 m. kadar yükseklikte dağlar var. Bu dağların içine büyük bir çoğunlukla mağaralar kazılmış. Orada oturanlar tarafından genelde ahır ya da depo olarak kullanılır. Eskiden bunların bazıları mezar olarak ta kullanılmış oldukları söyleniyor. Mağaraların nerede bitip aynı taşlardan yapılmış evlerin nerede başladığı neredeyse anlaşılmıyor".
Fotoğraf No: S. Küçük Muhsine Köyünün Genel Görünüşü
Başarakavak, Küçük Muhsine köyü ile Derbent ilçesi arasında yer almaktadır. Konya İli Selçuklu İlçesine bağlı kasaba durumundadır.
Doğusunda Tatköy, kuzeydoğusunda Sızma, Batısında Bulamas (Akpmar), kuzeyinde Derbent ve Tepeköy, güneyinde Küçük Muhsine köyü yer almaktadır.
Kasabanm doğusunda yükseklik alan olarak Koç Yaylası, Yüksek Tepe, batısında yer alan Çat Dağı, kuzeyde uzanan Gavur Ketenliği dağları olarak sayılabilir.
İçme suyu akarsulardan sağlanmaktadır. Bölgenin akarsuları Ketenlik Çayı, Tepeköy Çayı, Çeltikönü olarak sayılabilir.
Kasaba dağlık bir bölgede yer almaktadır.
2.000 Dönüm civarında arazide tarım yapılmaktadır. Tarım geçim kaynağı durumundadır. Buğday, arpa, yulaf, nohut, şeker pancarı, fasulye, patates ekimi yapılan ürünlerdir.
Elma ve erik ağaçları yetiştirilirken sanayii ürünü olarak söğüt ve kavak ağaçları da yetiştirilmektedir. Kavakları ile ünlü olan kasaba ismini de buradan almaktadır.
Doğal bitki örtüsü arasında bodur çalılık, dikenli ardıç, kürt çalısı, karaardıç, meşe sayılabilir.
Ormancılık çalışmaları nedeni ile yörede çam, sedir, akasya, badem ağaçları sayısı çoğalmış kasabanın etrafı bu ağaçlarla çevrelenmiştir.
Hayvancılık yine bu yörede önemli geçim kaynağıdır. 300-350 civarında büyük baş hayvan, 1500 civarında küçük baş hayvan sayısı mevcuttur.



Daha önce köy, daha sonra kasaba olan, Derbent 09.05.1990 tarih ve 3644 sayılı kanunla ilçe olmuştur. Girişinde buytlk bir köy durumundadır. Dağlık bölge olmasından dolayı binalaşma çoğunlukla kerpiç ve taş olup oldukça düzensizdir.
Ulaşım karayolu ile sağlanmaktadır. Yol tamamen asfalttır. İlçenin içinde ise asfalt yok denecek kadar azdır.
Elektrik, su, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetlerinin tamamı Derbent'e götürülmüştür. Belediye yetkililerinden alman bilgilere göre Derbent'te alt yapı ve haberleşme sorunu yoktur.
Bugünkü nüfus 6500 olup, ilçe 1270 haneden oluşmaktadır.
İlçede kamu kuruluşu olarak Kaymakamlık ve Belediye Binası, Ziraat Teknisyenliği, Tarım Kredi Kooparatifİ, P.T.T., T.E.K. binası ve dört adet camisi bulunmaktadır.
Sağlık hizmetleri bir doktor, bir ebe ve bir hemşire bulunan Sağlık Ocağından sağlanmaktadır. İlkokul, ortaokul ve bir adet lisesi bulunan Derbent'te halkın %80'i okur-yazardır.
Süt ve süt ürünleri fabrikası bulunan yörede, un ve yem fabrikası yapılması planlanmaktadır.
Derbent'te mevcut sosyal tesisler öğretmen evi, sinema, otel, bir hamam ve çeşitli kuruluşların lojmanlarıdır. Yörede kütüphane yoktur. Ancak kahvehanelerin sayısı küçümsenmeyecek kadardır.
İlçenin en büyük ve gündemdeki sorunu işsizliktir. Halkın büylik bir çoğunluğu Ege ve Marmara Bölgesine göç etmiştir.
Araştırma kapsamına giren ikinci yöre olan, Değirmenköy-Keçi Muhsine olarak bilinen köyün ismi günümüzde Küçük Muheine olarak değiştirilmiştir. Doğal mağaraların bulunduğu kayaların eteğine kurulan köy dağlık bir bölgede yer almaktadır. Yapılaşma düzensiz ve mevcut yapıların tamamı taş ve kerpiçtir. Ulaşım karayolu ile sağlanmaktadır. Yolun büyük bir kısmı asfalt olup köyün girişinden itibaren stablizedir.
Köye günübirlik ulaşım belediye otobüsleri ile sağlanmaktadır. Altyapı hizmetleri olarak köye elektrik, haberleşme ve içme suyu getirilmiştir. Ancak kanalizasyon sorunu henüz çözülememiştir, kanalizasyon atıkları için kullanılan Uluçay Altınapa Barajına dökülmektedir.
700 Nüfuslu köy 120 haneden oluşmaktadır.
Köyde kamu kuruluşu olarak bir öğretmeni olan bir ilkokul, sağlık görevlisi olmayan bir sağlık ocağı ve iki camii bulunmaktadır.
Sosyal tesisi bulunmayan köydeki tek sosyal yapı köy konağıdır. Günümüzden yüzyıl kadar önce oldukça önemli bir yerleşim birimiyken (Bkz. Fotoğraf No:9) bugün işsizlik, tarım alanının olmaması, eğitim imkansızlığı gibi nedenlerle şehre göç kaçınılmaz olmuş, nüfus azalmıştır.