1 Eylül 2011 Perşembe

Mekikli Dokumalar


Dokuma yapılırken atkıların çözgüler arasındaki açıklıktan (ağızlıktan) kolayca geçmesini sağlayan, atkı ipliğinin üzerine sarıldığı iki ucu sivrice çoğunlukla ağaçtan yapılan alete mekik denir.
Mekikli dokuma dediğimiz dokuma grubu asıl dokuma olarak kabul edilmekte olup yanyana sıralanmış çözgü ipliklerinin gruplar halinde "gücü" denilen çerçevelerle yukarıya kaldırılıp indirilmesiyle arada oluşan ve ağızlık denen açıklıktan mekik aracılığı ile atkı ipliklerinin geçirilmesiyle oluşan dokumalardır (Aytaç 1982:146).
Yapılan dokuma çeşitleri arasında, çuval, şal, şalvarlık, peçete, uçkur, peştemal, peşkir, çevre, çarşaf, sofra, yatak, minder örtüleri, iç çamaşırlık bezleri sayılabilir.
Köklü bir geçmişi olan ve yurdun hemen her yerinde yapılan dokumaları başlıklar altında sınırlamak nerede ise imkansız gibidir. İç çamaşırlarından gij'siye, örtüden çarşafa kadar pek çok ihtiyaca cevap veren bu dokuma türü Türk El Sanatları'nın başlıcalanndadır.
Sonsuz türde yapılan dokumalar kabaca incelendiğinde koyunun beslenmesinden, yünün eğrilmesi, ipliğin boyanması, basit ama sihirli sayılabilecek teknik çözümlerle dokumanın oluşturulması zor ve zaman alıcı işlemlerin sonucunda ürüne dönüşür. Toplumda geleneğe bağlı eğitim gerektirirler (Uğurlu 1987:7).
5.2. Dokumanın Tarihi Gelişimi
İnsanoğlu yeryüzünde yaşamaya başladığı andan itibaren temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmış ve her geçen gün araç gereçlerini ve yöntemlerini geliştirme çabası içinde olmuştur.
İnsanoğlunun örtünme, giyinme ve barınma ihtiyacı dokumacılığın başlangıcı sayılabilir.
Pek çok bölgelerde yapılan kazılarda dokumacılığa ait buluntulara rastlanmıştır. Çetin Aytaç'ın El Dokumacılığı adlı eserinde bu buluntuların en eski örneklerinin Neolitik Çağa ait olduğunu yazar. İplik yapımında kullanılan iğ, kemik ve bağırsakların en eski örneklerinin bu çağdan kalma olduğunu söyler.
Yün kullanmayı ve yünden ip elde etmeyi öğrenen insanoğlu dokumacılıkta da bu lifleri kullanarak gerçek dokumaları oluşturmuşlardır (Aytaç 1982:5).
Dokuma işlemi iplik eğirmenin bulunmasından önce ve sepet örgüsüne dayalı olarak uygulanmaya başlanmıştır. Eski Mısır'da dokuma malzemesi olarak pamuk, ipek, yün ve keten lifleri kullanılmıştır. İ.Ö.3000'lerde Hindistan'da pamuk liflerinden yararlanılmıştır. Aynı dönemde Çin'de ise ipek üretilmiştir (Ana Biritanica C. 7:395).
İpliklerin, kumaşların boyanması ve basma teknikleri de eski dönemlere dayanır. İ.ö.2.yy. Roma'da boyanmış kumaş örnekleri Hindistan'da dokunmuş basma türleri, Mısır'da İ.Ö.4.yy. ait yün ve keten halılarına rastlanmıştır (Ana Biritanica C. 7:395).
O yıllarda ele geçen bu buluntular dokumacılığın hayli ilerlemiş olduğunu göstermektedir. Yine o dönemlerde İran'da dokunmuş görkemli yer ve duvar halılarına da buluntularda rastlanmıştır (Ana Biritaniea C. 7:395).
Orta çağın başlarında bazı Türk boyları halı, kilim, ve keçe, kumaş, havlu yapımında oldukça usta idiler. Pazırık ve Noin Ula kurganlarından çıkan bir çok eser bugün Moskova ve Petersburg (Leningrad) müzelerinde sergilenmektedir. Arkeologlar tarafından araştırmalarla ortaya çıkan yaklaşık 220 kadar Hunlar'a ait kurganda süslü keçe yaygılar, eşyalar, süsler, koşum takımları, eyer, eyer altı örtüler çeşitli dokumalar bulunmuştur (Diyarbekirli 1972:75). Hint Türk İmparatorluğunda baskılı ve boyalı muslinler üretilmiştir. 1130'larda Yunanistan'dan ve Anadolu'dan Paleromo'ya giden dokuma ustaları altın işli ipek kumaşlar ürettiler. XV. yy. sonlarında İtalya'da yün dokuma sanayisinde 16 bin işçi çalışıyordu (Ana Biritaniea C. 7:395).
Fransa'da ipekli dokumacılık 1480'de başlamıştır. ingiliz dokumacılığı XIII. ve XIV. yy. temel olarak ipek ve yün kumaşların üretimine yönelik gelişmiştir (Ana Biritaniea C. 7:395).
Dokuma tekniklerinin hızla gelişmesine karşın dokuma sanayisi 18.yy.değin küçük aile işletmelerine dayalıdır (Ana Britanicca C. 7:395).
Türklerde dokumacılık bugün başlıbaşma bir endüstri alanıdır. Bu endüstrileşme hareketinden önce ise bütün alanlarda olduğu gibi dokumacılık alanmda da Orta Asya'dan gelip Türklerden önceki Anadolu uygarlıklanyla yoğrulan ve binlerce yıl yaratıcı gücünden hiç birşey yitirmeden kuşaklar boyunca yenilenen geleneksel el sanatları niteliğinde bir dokumacılık vardı. Bu dokumacılık sanatı Türklerin Sanat anlayışlarını yansıtmada en yaygın ve en uygun alanlardan biri olmuştur (Aytaç 1982:3).
Türklerde dokumacılığın çok eski çağlardan beri gelişmiş olduğu yapılan tarihsel ve arkeolojik kazılardan anlaşılmaktadır. Orta Asya'nın çeşitli yörelerinde yapılan arkeolojik araştırmalar sırasında çıkan kumaşlardan ipliklerin Çin'den geldiği öne sürülmekteysede yünlü ve özellikle üzeri )>ün ipliği ile aplike edilmiş keçe parçalarının Türklere ait olduğuna kesin gözüyle bakılır. Kurganlardan çıkan eğer takımlarının üzerindeki kolan, kuşak ve kordonlarda çarpana dokumacılığın varlığını gösterir (Büyük Larousse C. 7:3287).
Hazar Denizi bölgesi etnografya çalışmaları ile tanınan V.M. Sibisoyev post örtünmeden ilk çıkan dünya insanının Türkler olduğunu kaydeder. At ve koyunu ehlilleştirdiklerini, yün eğirip giysiler yaptıklarım, oturdukları mekanı eşyalandırdıklarmı tespit etmiştir (Durul 1977:10).
Ayrıca çadır yapımı ve donanımında kullanılan dokumalar Türk dokuma sanatında önemli bir yer tutar. Türkler Anadolu'ya geldiklerinde geçmişi çok eskilere dayanan gelişmiş bir dokumacılık sanatıyla karşılaştılar. Çatalhöyük'te yapılan kazılardan ele geçen bulgular Anadolu'da dokumacılık tarihinin M.Ö. 6000'e değin uzandığını gösterir. Buradan çıkan kumaş parçaları dünyada bulunmuş en eski dokuma örnekleridir. Orta Asya'dan gelenlerin deneyimleriyle birleşen bu birikim sonucu XI.yy.'da dokumacılığın Anadolu'nun her yöresinde büyük bir gelişim gösterdiği bilinmektedir (Büyük Larousse C. 7:3287).
Anadolu'nun bir çok yöresinde bulunan halı ve kilimler Türk El Dokumacılığı'nın seçkin örneklerini oluşturur. Selçuklular döneminde Türk El dokuma ürünlerinin başka ülkelere satıldığı bilinmektedir. Osmanlı devletinin kuruluş ve yükselme dönemlerinde Selçuklu Sanatı mirası da değerlendirerek Dokumacılıkta büyük bir ilerleme kaydedilmiştir (Büyük Larousse C. 7:3287).
Dokumacılık bilindiği gibi pek çok alanda kullanılan sayısız ürünler ortaya koymuştur. Giysi, örtü, yaygı ve bunların alternatif çeşitleriyle
binlerce yıllık geçmişe sahip olan sayısız ve eşsiz örnekler dünyanın çeşitli müzelerinde sergilenmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder